Gaziantep’te Un Sanayisi: Ekonomiye ve Gıda Güvenliğine Katkıları

Gaziantep’te Un Sanayisi: Ekonomiye ve Gıda Güvenliğine Katkıları

Gaziantep’te Un Sanayisi: Ekonomiye ve Gıda Güvenliğine Katkıları

Gaziantep Ticaret Borsası (GTB) Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Akıncı, un sanayisinin tarladan sofraya uzanan stratejik zincirin en önemli omurgalarından biri olduğunu vurgulayarak; sektörün sadece üretmekle kalmayıp, istihdam, ihracat ve gıda güvenliği alanlarında da önemli katkılar sağladığını ifade etti. Türkiye Un Sanayicileri Federasyonu (TUSAF) ve bazı bölgesel derneklerin iş birliği ile Gaziantep’te gerçekleşen “Hasat Sonrası Gelecek Projeksiyonları” temalı sektörel istişare toplantısı, un ve buğday sektörünün tüm paydaşlarını bir araya getirdi.

Toplantının açılışında konuşan GTB Başkanı Akıncı, Türkiye’nin tarımsal üretimde yaşanan iklim ve yapısal risklere dikkat çekerek, un sektörünün temel gıda zincirinin ve aynı zamanda stratejik bir güç olduğunu altını çizdi. Organizasyona; Gaziantep Valisi Kemal Çeber, TMO Genel Müdürü Ahmet Güldal, Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkan Vekili Halil Uğur, TUSAF Başkanı Mehmet Mesut Çakmak, Gaziantep Sanayi Odası Başkanı Adnan Ünverdi ve çok sayıda sektör temsilcisi katıldı.

Unun yalnızca temel bir gıda maddesi olmadığını, aynı zamanda ekonomik istikrar, toplumsal refah ve ulusal güvenliğin anahtarı olduğunu belirten Akıncı, Türk un sanayisinin dünyanın en büyük un ihracatçısı olduğunu vurguladı. “Bu başarı, üreticimizin vizyonu, emeği ve alın terinin eseridir” diyen Akıncı, üretim gücümüzü uluslararası platformda başarıyla temsil eden sanayicilerin, bu zincirin güçlü halkaları olduğunu ve bu gücün korunmasının ortak sorumluluk olduğunu ifade etti.

Türkiye’de buğday üretiminin yaklaşık %80’inin kuru tarımda yapıldığına işaret eden Akıncı, iklim değişikliği nedeniyle yaşanan kuraklığın 2025’te yerel rekolte kayıplarına yol açtığını belirtti ve su yönetiminin stratejik önemini vurguladı. Akıncı, suyun kıymetinin daha iyi anlaşılması gerektiğini, iklim dostu ve su verimli üretim modellerinin geleceğin sigortası olduğunu ifade etti.

Pandemi sonrası gıdanın stratejik bir güvenlik unsuru olarak öneminin arttığını söyleyen Akıncı, gıda üretiminin ülke bağımsızlığı ve refahının somut göstergesi olduğunu, gıdaya erişimin öncelikli stratejik alan olduğunu dile getirdi. Market raflarının geçici boşalmasının sorun olmadığını, esas güvenceyi üretim gücü ve silolardaki stokların oluşturduğunu anlattı. Bu nedenle devlet politikalarının gıda güvenliği ve üretim kapasitesini merkeze alması, planlı ve çevre dostu tarım uygulamaları ile desteklenmesi gerektiğini belirtti.

Toplantının sektör için önemli bir istişare platformu olduğunu ve burada yalnızca bir sektör toplantısı değil, aynı zamanda vizyoner bir buluşmanın gerçekleştiğini ifade eden Akıncı, sorunları birlikte analiz edip çözümleri ortak akılla geliştireceklerini söyledi.

Kaynak: Sondakika

Exit mobile version